26 Mayıs 2010 Çarşamba

Hello, darkness my old friend
I've come to talk with you again...

25 Mayıs 2010 Salı

SILENTIUM EST AUREUM

bir hayvan kadar güzelsin

yumruklarıma yakışıyorsun ancak
uykularımdaki kutsal hayvana
yaşam boyu kuşkuya zincirlenmiş
kemik kemik biriktirdiğim
neyim varsa ona

taşlara
toprağa
güneşe
suya yakışıyorsun

bir de dört kıtada dövüşmüş
iklimsiz
ikilemsiz
yeminliden çok susmuş savaşçılara

Neden sorusu üzerine, yılın her günü tekrarlanabilmesi olası düşünceler...

Umutsuzlaşmak çok kolay...Günlük yaşamını değerlendirmeye başla... ve gerisi kendiliğinden geliyor...
Örneğin, Avrupa-Anadolu arasında mekik dokumaktaysan sürekli benim gibi, birgün arabada kalabalığı bekler, etrafına göz atarken, gözünün önündeki o manzaraya “neden?” sorusunu eklersen... (göz gerdirmek + neden? sorusu) yandığının resmidir...

Neden ilerlemiyor bu arabalar?
Neden para için kuyruk oluşuyor, bunu ödemenin daha kolay bir yolu yok mu?
Neden ömrümden hergün iki saat bu köprüde çalınıyor?
Neden her gün kaza oluyor? Ben neden yapmıyorum?
Neden buna katlanıyorum?

Neden sorusunu çok sık soran çocukları, mutlaka bu alışkanlıklarından vazgeçirmek lazım. İleride akıllı olmak ihtimalleri var...
Akıllı olurlarsa, yandıklarının resmidir...gerisi kendiliğinden geliyor...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

You did not desert me, my brothers in arms...